3 MART DÜNYA KULAK VE İŞİTME GÜNÜ ARAMIZDA ENGEL YOK SESİMİZ ELLERİMİZ.
İşitme kayıpları, çocuğun ana diline özgü sesleri oluşturarak konuşmasını geciktiren ve bozan en önemli faktördür. Yenidoğan her 1000 bebekten 1 ila 3’ü işitme kaybıyla doğmaktadır. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran binde 6’ya çıkmaktadır.
Bakanlığımız protokolünde Doğumu takiben 6 ay içinde işitme kayıplı çocukların tespit edilmesi ve tedavilerinin başlatılmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Hastaneden taburcu olmadan önce her bebeğe mutlaka işitme testi yaptırılmalıdır. Eğer doğum sağlık kuruluşunda gerçekleşmediyse doğumdan sonraki 3 gün içinde işitme taraması yaptırılmalıdır.
Yenidoğan İşitme Tarama Ünitelerinde, eğitimli sağlık personeli tarafından yenidoğan bebeklere işitme taraması yapılmaktadır.
Ortalama ülkemizde 2500 yenidoğana işitme kaybı tanısı konulmakta ve erken rehabilitasyon ve tedavi şansı sağlanmaktadır.
Konuşma ve dil gelişimi doğumdan itibaren 4 yaşına kadar devam etmektedir. Erken teşhis konup ve erken rehabilite edilen bebeklerin dil gelişimine paralel olarak; zihinsel sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu yönde etkilenir.
Bebeklerin, doğumdan sonraki ilk 1 ay içinde tüm taramalarının yapılması, 3 ay içinde varsa tanılarının koyulması ve gerekiyorsa 6 ay içinde cihaz kullanmaya başlamaları çok önemlidir.
İlköğretimin 1. yılında, belirlenen protokoller çerçevesinde, işitme taraması konusunda eğitimli Toplum Sağlığı Merkezlerinde ya da Sağlıklı Hayat Merkezlerinde görevli sağlık personeli tarafından uygulanmaktadır.
Tarama sonucunda işitme kaybı şüphesi olan çocuklar, kulak burun boğaz uzmanlarına sevk edilmektedir. Gerek duyulursa referans merkezlere yönlendirilmektedir.
Tarama odyometri cihazları ile zararsız ve kolayca yapılır.
İşitme cihazları ve koklear implantlar SGK tarafından ödenmektedir.