Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca, 14 Mart Tıp Bayramı’nda Sağlık Çalışanlarıyla Buluştu
15 Mart 2019

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, 14 Mart Tıp Bayramı’nın 100. yılı dolayısıyla düzenlenen resepsiyona katıldı.

Türkiye’nin 81 ilinden gelen doktorlarla bir araya gelen Bakan Koca, “Gece gündüz demeden çalışan, bu kutsal mesleği büyük fedakarlıklarla yerine getiren, mesleğine aşkla bağlı, saygın, onurlu meslektaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramı’nı yürekten kutlarım. 14 Mart’ı sadece bir gün, bayram olarak kutlamak yerine, tüm sağlık çalışanlarımızı kucaklıyor ve bu haftayı ‘Sağlık Haftası’ olarak kutluyoruz. Bu yıl Tıp Bayramı kutlamalarının 100. yılı olması münasebetiyle özel bir önem taşımaktadır’’ ifadelerini kullandı.

“Sağlık hizmeti insan odaklı bir hizmettir”

Sağlık çalışanı ve hekim olmanın, başta insanı sevmek ve mesleğine yürekten inanmak olduğunu kaydeden Koca, “Bizler tüm sağlık çalışanları olarak kara gün dostu ifadesinin müşahhas örneği olan bir mesleğin mensuplarıyız. Sağlık çalışanı ve hekim olmak, başta insanı sevmek, mesleğine yürekten inanmaktır. Tıbbiyeli olmak bir ayrıcalıktır. Ne var ki, üstlendiğimiz sorumluluk da o denli ağırdır. Daha azimli, daha uzun soluklu, daha fedakar, daha sevecen ve daha sabırlı olmayı gerektiren bir sorumluluk bu. Bir o kadar da onur verici, gurur vericidir. Bizi biz yapan bilinç, her anı sağlıklı yaşama ve yaşatma sorumluluğu da yükler bize. Sağlık hizmeti insan odaklı bir hizmettir” diye konuştu.

Koca, sözlerine şöyle devam etti: “Doktorundan hasta bakıcısına kadar, her aşamada sabır ve fedakarlık ister. Yoğun mesailerin geceyi gündüze, gündüzü geceye devşirdiği, kaderin mutsuz yüzü ile tanışmış insanların mutlu edilmesi uğruna mutlulukların feda edildiği bir ömre talip olmak vardır bu yolda. Hekimler hastanın nabzını tuttuğu kadar toplumun da nabzını tutabilen bir misyonun sahibidirler. Tarih sayfaları bunun örnekleriyle doludur. 14 Mart 1919 böyle bir duyarlığın, böyle bir adanmışlığın tarihe kaydedildiği gündür. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, ‘14 Mart, bu ülkenin okumuş gençliğinin bir iftihar vesilesidir’ Bundan 100 yıl önce 14 Mart 1919 günü İstanbul’da işgalci emperyalist güçlere karşı bir tepki ve direniş hareketinin adıdır. 14 Mart Tıp Bayramı’nın ardında antiemperyalist bir öz, ülkesini seven, ülkesine sahip çıkan bir refleks vardır.”

“Şehir Hastanelerini dünyaca bilinen bir marka yapma kararlılığındayız”

Koca, meslek büyüklerinden miras alınan birlik ve beraberlik ruhuyla, Türkiye’nin dirliğinin korunmasında kararlı olduklarına değinerek, Türk halkının layık olduğu sağlık ve refah düzeyine ulaşabilme yolunda hep birlikte çaba harcadıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Ankara Şehir Hastanesinin resmi açılışını gerçekleştirerek, Şehir Hastaneleri zincirinin Başkent halkasını milletin hizmetine sunduklarını belirten Koca, “Hastaneleri, sadece Kamu Özel İşbirliği ile yapılan hastaneler değil, yeni dönemde fonksiyonel yapısı ile farklılık gösteren, özellikle bulunduğu bölgede son noktada sağlık hizmetinin verildiği, hastanın artık başka bir sağlık kurumuna sevk edilmediği, üniversitelerin de içinde olduğu, eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü müstesna bir üs olacaktır. Şehir Hastanelerini, dünyaca bilinen bir marka yapma kararlılığındayız. Ülkemizin potansiyelini dünyaya açacak, sağlık turizminde önde olan hemen her ülkeden daha iyi bir alt yapıya sahibiz. Sağlık turizmini bir devlet politikası haline getirip, kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz, Ulusal Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi (USHAŞ) marifetiyle kapasitemizi dünyaya duyurmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Bakan Koca, şunları kaydetti: “Sağlık Bakanlığı olarak kritik ilaç, aşı, tıbbi cihaz ve sarf malzemesinde yerli üretime başlama hedefini uzunca bir zamandır destekliyoruz. Bugün Cumhurbaşkanımızın katılımıyla açılışını gerçekleştirdiğimiz Ankara Şehir Hastanemiz, Hacettepe, ODTÜ gibi ülkemizin sayılı büyük üniversitelerinin kavşak noktasındadır. Bu bölge bir eğitim ve bilim kenti olduğu kadar artık bir sağlık kentidir. İhtiyacımız olan, eğitimin, bilimin, araştırmanın sağlık hizmeti ile kucaklaşması ve yenilikçi teknolojilere dönüşmesidir. Bu kucaklaşmayı başarmak ve bu bölgeyi bir sağlık teknolojileri vadisine dönüştürmek istiyoruz. Türkiye Sağlık Enstitülerinin, (TÜSEB) Üniversitelerimizin ve girişimcilerimizin, devletimizin desteği ile büyük bir sinerji yakalaması ve sağlık teknolojilerinde yerlileştirme ve millileştirme adına büyük bir adım atması mümkündür. Üniversiteler ile devlet hastanelerinin birlikte kullanımında, yeni açılımlar getirmek istiyoruz. Bu amaçla yasal düzenlemeler yaptık. Alt mevzuat tamamlanınca yürürlüğe girecek bu uygulamaya göre, hastanede görev yapan tıp doktoru öğretim üyelerinin önceliğine göre hizmet, eğitim ve araştırma sorumluluklarını güvence altına alacak bireysel sözleşmeler yapılacaktır.”

“Bundan böyle sağlık personelimiz her 6 yılda bir yıl fazla çalışmış sayılacaktır”

Koca, yeni yasama döneminin ilk icraatının hekimlerin emekli maaşlarında iyileştirmeyle sağlık personelinin fiili hizmet zammı olduğunu açıklayarak, “Hekimlerimiz geçim sıkıntısı nedeniyle emekli olmaktan korkar durumda idiler. Yeni yasama dönemimizin ilk icraatı hekim emekli maaşlarında iyileştirme ile sağlık personelinin fiili hizmet zammı oldu. Geçtiğimiz 3 Ağustos’ta yürürlüğe giren kanun değişikliği ile çok önemli bir adım atıldı. Bu yılbaşından itibaren hekim emekli maaşlarında ek ödeme yapılarak artış sağlanmış oldu. Sağlık personelinin fili hizmet zammı veya genel bilinen adıyla yıpranma payı, uzun süredir sağlık çalışanlarımızın merakla bekledikleri bir husustu. Bundan böyle, sağlık personelimiz her 6 yılda bir yıl fazla çalışmış sayılacaktır. 30 yıl hizmet veren bir sağlık personeli 35 yıl çalışmış gibi emeklilik haklarından faydalanabilecektir. Ayrıca fiili hizmet zammının yarısı kadar yaş haddinde de azalma olacak, yani erken emeklilik fırsatı doğacaktır” dedi.

“Sağlıkta Şiddeti Önleme Eylem Planı hazırladık’’

Güvenli bir hizmet ortamı ve güçlü hasta hekim iletişiminin öncelikleri olduğunu dile getiren Koca, mevcut yasal düzenlemeyle sağlık çalışanına şiddet uygulayanlar hakkında şikayete gerek kalmaksızın kolluk kuvvetlerince işlem başlatılacağını ve salıverilmeden savcılığa sevk edileceğinin altını çizdi. Koca, çalışanların ifadelerinin de iş yerlerinde alınacağını kaydederek, “Üniversitelerde çalışan sağlık personelinin de bu tür durumlarda kurumlarından hukuki destek alabilmeleri imkanı sağlanmıştır. Ayrıca, belli durumlarda cezaların uygulanmadığını, ötelendiğini, paraya çevrildiğini görüyoruz. Ceza Kanunu’nda sadece sağlık çalışanlarına yönelik değil, bütün şiddet olaylarında, hırsızlık, gasp ve benzeri olaylarda herkesi ilgilendiren kamu vicdanını rahatlatıcı genel bir düzenlemenin yapılması yönünde çalışmalar yürütülüyor. Şiddet asla kabul edilemez, hele görevi insana hizmet etmek olan sağlıkçılar için hiçbir şekilde duymak istemediğimiz bir kavramdır. Sadece sağlıkçılara yönelik olarak değil, bütün insanlar için kabul edilemez bir durumdur. Hemen her gün şiddet olaylarının haberlerde yer alması hepimizi derinden üzmektedir. Sağlık çalışanları da şiddet mağdurları arasında maalesef fazlasıyla yerini almaktadır. Bu husus, sadece bizim değil birçok ülkenin önemli bir sorunudur. Kutsal bildiğimiz bu hizmeti yaparken fedakarca davranan, çalışan, gece gündüz demeden bu anlamda üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya çalışan sağlık çalışanına yönelik şiddeti asla kabul etmemiz mümkün değildir. Bunun için sadece Sağlık Bakanlığı olarak değil, toplum olarak şiddete karşı bir tutum geliştirmek zorunda olduğumuza inanıyorum. Konuya sadece bir asayiş sorunu olarak yaklaşmak ve çözümünü sadece bir noktada aramak netice vermemektedir. Bunun için çok yönlü bir yaklaşımla tedbirlerimizi artırmak zorundayız. ‘Sağlıkta Şiddeti Önleme Eylem Planı’ hazırladık ve aşama aşama uygulamaya başlıyoruz. Buna göre cezai yaptırımların yanı sıra, hasta ve sağlık personelinin buluştuğu fiziksel ortamların rehabilitasyonu, yorgunluk ve bitkinliğe yol açan aşırı iş yükünün azaltılması, malpraktis ve tazminat tehdidinden kurtulma, vatandaşlarımızın sağlık okuryazarlığının artırılması, sağlık hizmeti verme ve hizmet alma kültürünün yeni bir tanımlamayla geliştirilmesi ve hasta hekim iletişimini geliştirici eylemlerin hayata geçirilmesi dahil bir dizi eylem hayata geçirilecektir. Şiddetle mücadelenin bir parçası olarak Bakanlığımızca ‘Çalışan Hakları ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi’ hazırlanmıştır” açıklamalarında bulundu.

Koca, bireysel performans ölçümü ve buna göre ek ödeme yapılması üzerinde yeniden çalıştıklarını kaydederek, “Bunun uygulamaya konduğu dönemdeki gerekçeler değişmiştir, kuyrukların kaldırılması amacına çoktan ulaşılmıştır. Performansa göre ek ödeme amacından uzaklaşmış, kalite kriter olmaktan çıkarılmış ve başta doktorlar olmak üzere sağlık personeline dengeli ek ödeme modeline dönüşmüştür. Bu nedenle güncel hedeflere göre tekrar düzenlenecektir. Zor, nöbeti olan, riskli alanları cazip hale getirecek düzenlemeler yapacak şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.

“Hastanın ve hekimin kendini karşılıklı güvende hissedeceği bir hizmet ortamını sağlamalıyız”

Teknolojide yaşanan gelişmelerin tetiklediği göz kamaştırıcı yeniliklerin ve buluşların karşılığının en hızlı olarak tıpta bulunduğu vurgulayan Koca, tıbbın insan odaklı bir bilim, hekimliğin de insanlığa adanmış bir sanat olduğu gerçeğinin gözardı edilemeyeceğinin altını çizdi. Sağlık talebine muhtaç olan insanın beklentisinin, tüm bilimsel ve teknolojik desteklerden önce kendine güven veren bir güler yüz olduğunu belirten Koca, “Üzerimizde taşıdığımız önlüğümüzün beyaz olmasının, saf ve temizlik olduğu kadar, güven duyulmasının da bir nişanesi olduğunu unutmayınız. Bu güveni sağlayabilmek, başta şiddet olmak üzere birçok sorunun üstesinden gelebilecek bir anahtardır. Hastanın ve hekimin kendini karşılıklı güvende hissedeceği bir hizmet ortamını sağlamalıyız. Nihai vizyonumuz, tüm toplum olarak sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkının korunduğu, ihtiyaç halindeki herkesin vaktinde ve kaliteli sağlık hizmetine kolayca erişebildiği bir Türkiye’ye sahip olmaktır. Yapacak çok işimiz, gidilecek çok yolumuz var. İhtiyacımız olan azimli, kararlı, donanımlı, hakkaniyeti gözeten, yetkin kadrolardır. İnsana değer veren, insan sevgisini mesleğinin şiarı edinmiş güçlü ve nitelikli sağlık ordusudur. Geleceğimiz buna bağlıdır. Bu var, sizler varsınız başarırız” şeklinde konuştu.

Bakan Koca, programın sonunda, 81 ilden katılan yılın başarılı hekimleriyle aile fotoğrafı çektirdi ve hekimlere hediye takdim etti.

 

  • IMGL3408.jpg
  • TCSB6121.JPG
  • IMGL4277.jpg
  • IMGL4258.jpg
  • TCSB6300.JPG
  • TCSB6321.JPG
  • TCSB6325.JPG